65 yaş ve pandemi!
Psikiyatr ve psikoterapislere göre 65 yaş civarı yaşlılık dönemiymiş.
İnsanlar bu dönemde; zihinsel, fiziksel ve kişilik açısından değişimler gösteriyormuş.
Zihinsel açıdan; daha yavaş düşünme, algılamada ve yeteneklerde zayıflama, dikkatsizlik, öğrenme yetisinde azalma, motor kabiliyetlerin zayıflaması gibi özellikler,
Kişilik açısından; Esneklikte azalma ve yeni durumlara uyum sağlayabilme, yeni düşünceleri kabul etme, ilişkilerde daha seçici olma, insanlara şüphe ile yaklaşma, kendi ve kendi bedeniyle daha çok ilgili olma gibi özellikler,
Fiziksel olarak ta; dokuların daha az elastik bir hal alması, doğal yapılarının bozulması, organ bozuklukları gibi özellikler ön plana çıkıyormuş.
Doğruyu söylemem gerekirse; 2022’nin girmesi ile birlikte yaş skalasında ‘65’ yazan birisi olarak şuan için çok fazla bu özellikleri taşıyan biri değilim şükürler olsun.
Zaman ne gösterir bilemeyiz elbette.
İnşallah son nefesimize kadar da böyle devam eder.
Hoş zaten Dünya Sağlık Örgütünün yaş skalasında 65-74 yaş arası; genç-yaşlı olarak gösteriliyor ya neyse…
Ancak şu bir gerçek ki; pandemiden dolayı iyiden iyiye sıkıldım diyebilirim.
Ailece 2 yıldır eve kapandık adeta.
Bulaş korkusundan yakınlarımızın mutlu günlerinde bile yanlarında olamıyoruz.
Sağlık kontrollerine gidemiyoruz.
Arkadaş ve aile toplantılarını özledik.
Torunumuzla bile doya doya bir araya gelemiyoruz.
Bırakın yemeyi içmeyi, bir yerde oturup da bir çay dahi içemiyoruz.
İyice paranoyak olduk desem yalan olmaz.
Dilerim, tez zamanda kurtuluruz bu beladan.
Unutmayalım ki bu biraz da bizim elimizde.
Aşılarımızı olalım, maske, mesafe ve hijyen kurallarına uyalım yeter!