Enez sempozyumunun ardından…

Tamamını izleyemediğim ve zaten aynı anda iki ayrı salonda sunum yapıldığı içinde herkes gibi benimde tüm sunumları izleme şansım olmadığından sempozyumun tamamına yönelik bir değerlendirme yapmam mümkün değil elbette.
Dolayısıyla genel olarak gözlemlerimi anlatıp, kendi sunumumda dikkat çektiğim bazı başlıklara yer vermek isterim bugün.
Hiç kuşkusuz Enez için çok güzel bir organizasyondu.
Her ne kadar Enez Kaymakamlığı ve Enez Belediyesi de bu organizasyona destek vermiş, Trakya Üniversitesi ile iş birliği yapmış olsalar da gördüğüm kadarıyla en büyük yük; Trakya Üniversitesi İpsala Meslek Yüksek Okulunun omuzlarındaydı!
Başta okul müdürü Doç. Dr. Hayati Arda ve bilhassa da Öğretim Görevlisi Haluk Kayıcı olmak üzere, bu okuldan sempozyumda görev alan isimlerini bilemediğim diğer arkadaşların büyük emekleri yadsınamaz!
Emeği geçenlere, bütün kurumlara tebriklerimi iletmek istiyorum buradan.
Enez ve Enez’in geleceği için zor fakat mükemmel bir organizasyona imza attılar bana göre.
Umarım gerekli dersler çıkarılır ve herkes üzerine düşeni yapar, yapma gayreti içinde olur bundan sonra.
Bildiğiniz gibi naçizane benim de bir bildirimim oldu bu sempozyum için.
50 nin üzerinde birbirinden kıymetli bilim insanının Enez’e dair bir şeyler sunduğu bu sempozyumda yer almak benim için de büyük bir onurdu hiç kuşkusuz.
Buna vesile olan, bana bu şansı verenlere de ayrıca teşekkür ediyorum.
Değerli bilim insanlarına daha fazla zaman kazandırmak adına, herkes gibi bana da ayrılan 15 dakikalık zaman diliminin sadece 7-8 dakikalık bir kısmını kullandım konuşmam da.
Bu yazımda da kısaca nelere dikkat çektiğimi özetlemek istedim bugün.
Enez Antik Kenti’nin zengin kültürel mirasını ve turizm potansiyelini ele aldım özetle.
Tanıtım yetersizliğine, İpsala sınır kapısının daha etkin kullanılması ve buradan Enez’e daha kolay ve güvenli bir ulaşım sağlanması ve Enez-Keşan karayolunun da bir an önce genişletilmesi gerektiğine, turistik potansiyelini tam olarak kullanamamasının yanı sıra, yapılaşma ve bazı çevre sorunlarıyla da karşı karşıya olduğuna, sürdürülebilir turizm açısından Enez’in turistik altyapısının ve hizmet sektörünün geliştirilmesine, çevre temizliğine, sivrisineklerle mücadeleye daha fazla önem verilmesine dair bazı görüşlerim oldu.
Ve ayrıca; Enez’in, turistik altyapısını geliştirirken, çevresel dengeyi korumayı da hedeflemesine, turistik cazibesi arttıkça, hızlı ve projelere aykırı bir şekilde artabilecek olan yapılaşmanın tehlikeli bir dengelemeye, doğal güzelliklerin ve tarihi dokunun zarar görmesine neden olabileceğine, bu nedenle yapılaşma politikalarının da sıkı bir şekilde denetlenmesi gerektiğine, balıkçılık sorunlarından, Cittaslow kenti olarak “sakin şehir” ağına dahil edilmesine kadar daha birçok konuya dikkat çektim özetle.
Trakya Üniversitesinin bütün bildirileri bir kitap haline getireceğini biliyorum. Enez Belediye Başkanı Özkan Günenç’te açılış konuşmasında Belediye olarak kitaplaştıracağının sözünü verdi.
İnşallah en kısa zamanda gerçekleşir.
Yazımı noktalarken bazı keşkeleri de yazmadan geçemeyeceğim bu arada.
Keşke; bütün katılımcıların tek bir salonda konuşma yapmaları sağlanmış olsaydı da katılanların herkesi dinleyebilme şansları olsaydı.
Ve keşke; bu sempozyumun bu tarihlerde yapılacağı aylar öncesinden bilinmesine rağmen, CHP Enez İlçe Teşkilatı kongresini tam da sempozyumun birinci gününde yapmamış olsaydı.
Özetle, bir şeyler anlatabildim sanırım!