Enez ve Geçmişten Bir Anı…
Nüfus arttıkça Enez sahilinin alt yapısı da S.O.S vermeye başladı gibi sanki!
Birkaç yıldır gözlemliyorum bazı bölgelerde sık sık sorunlar yaşanıyor.
İtfaiye ya da arasözle müdahale edilse de çok zaman bunlarla sorun çözülemiyor.
Dolayısıyla bir kanal açma aracı (Kuka) Enez Belediyesinin araç parkında mutlaka olmalı artık.
Enez Belediyesi ihtiyacı olduğunda bir belde Belediyesi olan Yeni Karpuzlu Belediyesinden ya da İpsala Belediyesinden bu aracı temin ederek sorunları çözse de, böyle bir aracın elinin altında olması hiç kuşkusuz çok daha iyi olacaktır.
Çünkü bazen bu Belediyelerin kendi ihtiyaçları da olabildiği için, bu aracı hemen temin etmek mümkün olmuyor doğal olarak.
Böyle olunca da günlerce beklemek zorunda kalınıyor.
Tek çözüm bu aracı Enez Belediyesine de kazandırmak.
Ne var ki bugün için ne Belediyenin alacak, ne de vatandaşların katkı verecek hali yok gördüğüm ve bildiğim kadarıyla.
Ekonomik şartlar ortada malûm!
Birçok yazlık site artan maliyetler nedeniyle personellerini bile işten çıkarmış durumda.
3-5 site birleşerek tek bir bahçıvan ile ihtiyaçlarını gidermeye çalışıyorlar.
İnşallah Çevre ve Şehircilik Bakanlığından veya Büyükşehirlerden bir destek gelir ve Enez Belediyesi de bu araca kavuşur.
Söz kanalizasyondan ve kuka’dan açılmışken konuyla alakalı eski bir anıma da yer vermek isterim bugün.
Bilenler bilir, çok uzun yıllar yöneticilik yaptım Beylikkoru sitesinde.
Arıtma tesisi faaliyete geçene kadar atıkları foseptik çukurlarında toplar, vidanjörlerle aldırırdık.
Sonradan kendi kanalizasyon hatlarımızı Belediye şebekesine bağlatmak ta bana kısmet oldu bu arada!
Belediye personeli rahmetli Varol Savcı kardeşimin bağlantıyı yapması ile vidanjör derdinden de kurtulmuştuk.
Fakat tam da bu bağlantı çalışması yapılırken şimdi kendisi de rahmetli olan site bekçimiz Erol Yamanlar yanıma gelmiş, “Abi bana kızma ama gün gelecek çok pişman olacaksınız. Yarın öbür gün kanalizasyon hatlarında tıkanmalar olacak ve af buyur b.k içinde kalacaksınız. Çünkü yer altında neresinin tıkandığını bile bulamayacaklar. Bu pislikler keşke yine foseptiklerde toplansa da vidanjörle aldırsanız” demişti.
Şimdi bazı sorunlar yaşandıkça, rahmetlinin bu sözlerini hatırlarım her defasında.
Dilerim hiç kimse o pisliği yaşamaz, ancak ihtimalde yok değil hani!
Çünkü; çocuk bezinden, peçeteye kadar atılmaması gereken ne varsa atılıyor tuvaletlere!
İlaveten borularda ki kireçlenmeler…
Neyse, lafı daha fazla uzatmadan burada keselim artık.
Bu vesileyle aynı zamanda dayı-yeğen olan Varol ve Erol’u da bir kez daha rahmetle anıyorum.
Varol bir elektrik, Erol’da bir trafik kazası nedeniyle çok genç yaşlarda ayrıldılar aramızdan.
Mekanları cennet olsun inşallah.