Enez’e dair…
***
Enez…Yeni yeni keşfedilmeye başlayan saklı bir Cennet.
Harika denizi, altın sarısı incecik kumu ve tarihi ile çağırıyor herkesi.
Yalnız tek bir isteği var ve diyor ki: gelin, ama bozmayın lütfen. Tahrip etmeyin bu güzelliğimi, orijinal bir şeylerim kalsın gelecek nesillere!
Deniz, kum ve tarih…
Ve tabii ki de balık.
Kral Kızı Nekropolü, Enez Kalesi ve Surları, Kervansaraylar, Kuleler, Hoca çeşme höyüğü, Fatih camii(Ayasofya kilisesi), Has Yunus Bey Türbesi, Roma dönemi Su Terazisi, Küçük Aile Kiliseleri(Şapel), Roma dönemi villası, Roma dönemi yol kalıntıları (Via Egnatia) ve daha nice tarihi eserler…
Bizans Prensinin ÇEYİZİ olarak Cenevizlilere verilmiş, 1922 yılında kurtarılana kadar uzunca bir süre Rusların, Bulgarların, Yunanlıların elinde kalmış, her yeri tarih kokan, uzun bir zaman yabancı turistlere yasaklı kalan antik kent Enez!
Namı diğer: Ainos.
Hemen yanı başında Kuş Cenneti Milli Park; Gala Gölü…
Hala Enez’le tanışmamışsanız; bütün bunlardan, bu büyük sevdadan da mahrumsunuz demektir.
Gelin, bu sevdayı aşağıda ki satırlarda hep birlikte yaşayalım ilk önce.
Sonra da isterseniz gelin Enez’e; hep birlikte koklayalım havasını, sizde yaşayın doya doya bu güzellikleri.
Enez’de ve Enez sevdasında buluşmak üzere…
***
Yukarıda ki satırlar; 2016 yılında kaleme aldığım YaSAKLI Kent ENEZ adlı kitabımın tanıtım bülteninden alıntı.
Sultaniçe’de başlayan, Enez’de biten bir yaşam hikayesiydi bir bakıma.
Hatırlamak ve hatırlatmak istedim bugün yeniden.
Özel bir nedenle alelacele yazmış olsam da yine de pek çok şeyi anlattım aslında.
Ömrümüz yeterse unuttuklarımızı ve sonraki gelişmeleri de yeni baskısında yazarız inşallah.
Bu kitapta bazı anılarını paylaşan Sayın Abdurrahman Altuğ ve Sayın Ulaş Demiray’ın çok değerli katkıları oldu hiç kuşkusuz..
Bu vesileyle kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum buradan.