Helvacıoğlu’dan, 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü Mesajı

Keşan Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, 4 Nisan Dünya Sokak Hayvanları Günü nedeniyle açıklamada bulundu.

“Kısırlaştırma ile 3-5 yıl arasında sahipsiz sokak köpeği nüfusunun %80’ini kontrol altına almak mümkün olabilir”

Sokak hayvanlarının şehrin sakinlerinden olduğunu ifade eden Helvacıoğlu, “Hollandalı sokak hayvanları vakıflarının girişimiyle 2010 yılında, ilan edilen bugünde 13 yıldır sokak hayvanlarının yaşadıkları sorunlara dikkat çekilmektedir. Hollandalı dernekler dünya genelinde yaklaşık 600 milyon sokak hayvanı olduğunu tahmin etmektedirler. Türkiye’deki sokak hayvanlarının sayısı ise yaklaşık 10 milyon civarında tahmin edilmektedir. Sokak hayvanları ile insanların uyumlu bir şekilde yaşayabilmesinin yolu, sokaklardaki hayvanların barınaklara gönderilmesinden değil, etkili bir kısırlaştırma politikasından geçmektedir. Bu nedenle eğer kısırlaştırma yapılmaz ise; 10 yıl içinde ülkemizdeki köpeklerin yaklaşık 60 milyona ulaşması beklenmektedir. Sokak hayvanlarının popülasyonunun kontrol altına alınmaya başlanması için; %70’den fazlasının kısırlaştırılması gerekmektedir. Kısırlaştırma ile 3-5 yıl arasında sahipsiz sokak köpeği nüfusunun %80’ini kontrol altına almak mümkün olabilir.” dedi.

AL, TEDAVİ ET, ALDIĞIN YERE GERİ BIRAK!

Kamuoyunda yaygın bilinenin aksine, hayvan bakımevleri sokak hayvanlarının belirsiz süreliğine yaşamları boyunca sokaklardan uzak tutulmaları amacıyla bakıldığı yerler olmadığının altını çizen Mustafa Helvacıoğlu, “2004 yılında yürürlüğe giren, 5199 sayılı Sokak Hayvanları Koruma Kanununa göre; hayvan bakımevleri sokak hayvanlarının yuvası değil, bu merkezlerin görevi hayvanları kısırlaştırmak, aşılamak ve rehabilite etmekten ibarettir. Dolayısıyla; sokak hayvanlarının yaşam alanı aslında kanunda da sokaklar olarak tarif edilmektedir. Müşahede yerlerinde kısırlaştırılan, aşılanan ve rehabilite edilen hayvanların Hayvan Bilgi Sistemine kaydedildikten sonra, öncelikle sahiplendirilmeye çalışılmakta, sahiplenilmez ise alındıkları ortama bırakılmaları esastır. Sokak hayvanlarının bakımevlerinde kalış sürelerinin tedavi sürelerini aşmaması gerekir. Belediyelerin kanunda belirtilen; istisnai haller dışında sokaktaki bir köpeği havlıyor diye gelip, sokaktan toplayın diyerek alıp götürme gibi bir yetkisi yoktur. Belediyeler ancak hayvan hasta, yaralı ve ısırma vakası yaşandı ise gelip almak, iyileştirmek ve sonrasında hayvanı aldığı yere geri bırakmak zorundadır. Aksi bütün işlemler hukuka tamamen aykırıdır! Belediye olarak bizlerin asli görevi sahipsiz sokak hayvanlarına yöneliktir. Sahipli hayvanlarla ilgi istek ve şikayetlerin başvuruları HAYDİ polisi ve jandarmasına, Doğa Koruma ve Milli Parklar ile İlçe Tarım ve Orman Müdürlükleri görevlilerine yapılmalıdır. Büyükşehir Belediyesi statüsünde olmadığımızdan dolayı, köyler sorumluluk alanımızda değildir. Bu nedenle köyler HAYDİ Jandarması, Doğa Koruma Milli Parklar, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ile İlçe Özel İdare Müdürlüklerinin sorumluluk alanındadır.” şeklinde konuştu.

“Onlara hep birlikte sahip çıkalım!”

Keşan Belediyesi olarak; sokaktaki sahipsiz patili dostlar için üzerlerine düşen görevi layıkıyla yerine getirmeye çalıştıklarını dile getiren Helvacıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “Biliyorsunuz ki! Onlar bizim can dostlarımızdır. Bazı konularda ilçemizdeki KEHAYKO Derneğiyle ortaklaşa hareket etmekteyiz. Geçici bakımevimizde rutin olarak günlük beslenme, tedavi ve misafir olarak kaldıkları yerlerin temizliği yapılmaktadır. İlçe merkezimiz genelinde ve mücavir alanlarımız olan Erikli, Yayla ve Danişment sahillerindeki belirli noktalara kedi ve köpekler için otomatik suluk ve mama odakları konulmuş olup, özellikle kış aylarındaki olumsuz hava koşullarında yiyecek bulmalarının zorlaştığı zamanlarda mama odaklarımızı belirli aralıklarla doldurularak beslenme ihtiyaçları giderilmektedir.

Vatandaşlarımızdan ricamız sadece belediyeler, gönüllü hayvan severler ve hayvan sever dernekleri çalışanları değil, hepimiz elimizden geldiğince onlara iyi davranalım! Evlerimizin ve işyerlerimizin önlerinde, uygun yerlere bir kap su ve bir kap mama koyalım! Gelin onlara hep birlikte sahip çıkalım! Onlarında hayatlarını sorunsuz yaşamaları için, vicdanlı kalplerimizin bir köşesinde lütfen onlara da bir yer ayıralım. Sonuçta onların da bizler gibi bir can taşıdığını unutmayalım!”