Komşular ve Kırklareli…
Uzunköprü’de kadın giyimi üzerine ticaret yaparken Edirne’ye de bir şube açmıştık yıllar önce.
Sonra işlerin biraz durgunlaşması ve gel git masrafları derken, Uzunköprü’deki işyerimizi kapattık ve Edirne merkezde ticarete devam ettik bir süre daha.
Yunanlı komşularımızın yavaş yavaş Edirne’den el ayak çekmeye başlamaları ve bir de Ulus pazarı açılınca 2006 yılında kıspete vurmuş ve işyerimizi tamamen kapatmak zorunda kalmıştık.
Anlatmak istediğim şu ki; zaman zaman komşuların alışveriş çılgınlığını görmek mümkün oluyor Edirne’de.
Sonra kendilerine yeni yeni pazarlar buluyorlar ve Edirne esnafının tek başına yediği pastada komşu illerle bölüşülüyor.
Kime ne düşerse!
Üstad Bülent Ayan önceki gün benzer konuda bir yazı kaleme alınca, bende hafta sonu gördüklerimi paylaşmak istedim bugün.
Pazar günü Musabeyli korusunda biraz oksijen depoladıktan sonra Köşen çiftliği üzerinden rahmetli babamın doğup büyüdüğü Kırklareli’ne gittik ailece.
Günlerden Pazar olmasına rağmen bütün işyerleri açıktı ve her biri de tıklım tıklım Bulgar komşularla doluydu.
Daha az sayıda Yunanlı komşularımızdan da gelenler vardı.
Lokantalar, mağazalar yabancı kaynıyordu deyim yerindeyse!
Bir yandan gezerken, bir yandan da hemen hemen bütün lokantaların camlarında yazılı olan yemek fiyatlarını okudum durdum.
250 gr. 1 porsiyon köfte (8 adet), domatesi, biberi, garnitürü ile birlikte 65 lira.
Ekmek arası 4 köfteli yarım porsiyonu da garnitür ve ayran dahil 35 lira.
Bütün çorbalar 15 er lira.
Ispanaklı pide 30, kıymalı pide 40-45 lira. (gramaj yazılmamış)
Dana sucuk (çiğ) kg 120 lira.
Bunlar sadece birkaç örnek.
Ha keza bazı tekstil ürünlerinde de cezbedici fiyatlar…
Özetle; Kırklareli esnafı, elinden ne geliyorsa yapmış gördüğüm kadarıyla!
Sözü fazla uzatmadan noktalayalım artık.
Ne demek istediğim anlaşılmıştır sanırım!