O günlerden bu günlere…
“Acil bir durumunuz, ihtiyacınız yoksa, bırakın dışarı çıkmayı, kapınızı açıp da bakmayın bile.”
Bu sözler, geçen yıl tam da bu günlerde bir uzman Hekimin virüsle ilgili paylaşımından alıntı.
Ne kadar büyük bir tehdit varmış ki, kapınızdan bile bakmayın demişti tam 1 yıl önce.
Ben de bunu köşeme taşımış, gördüğüm olası bazı tehlikelere de dikkat çekerek okurlarımı uyarmıştım hatta.
Çünkü büyük bir virüs tehdidi vardı, malûm!
Dostlarımızı, arkadaşlarımızı kaybettik.
Kısıtlamalar, yasaklar…
Teşbihte hata olmaz, belli bir yaşın üzerinde olanlar af bekleyen mahkûmlar gibiydik adeta!
Henüz geçmese de rakamlar umut verici en azından.
Birkaçı haricinde neredeyse bütün tedbirler kaldırılmış durumda.
Dilerim tamamen biter ve bundan sonra da yaşamayız.
Çünkü çok zor günlerdi, hepimiz yaşadık ve gördük.
Ben hala etkisindeyim şahsen.
Kapalı ortamlara girmiyor, akrabalarımla bile bir araya gelmiyorum.
Hala balkonlardan konuşuyoruz.
Çok af buyurun, insan ürkmesi hayvan ürkmesine benzemezmiş ya benimkisi aynen öyle demek ki!
Aslında doğruyu söylemem gerekirse, kendimi çok da düşündüğüm falan yok bu konuda.
Aileme, başkalarına zarar vermek daha çok korkutuyor beni.
Bir nevi sorumluluk duygusu işte.
İnşallah o günleri yaşamayız bir daha.
Ekonomik olarak zor geçen bu günleri de elbette!