RUHUN ŞAD OLSUN BABAM…
Aralık ayı geldiğinde hüzünlenirim hep yıl…
1973 yılının 9 Aralığında kaybettiğimiz Babamızın hasret ve özlemi tazelenir bu ayda.
Erken yaştaki bir kaybedişin kahrını ve ızdırabını yaşarız bu yılda olduğu gibi.
Ölümün er veya geç tecelli eden ve kaçışı olmayan bir göçün ta kendisi olduğunu bilmemize ve itikat etmemize rağmen yine de bu kaybedişin üzüntüsünü yaşarız istemesek de.
Bir baba, ana evlat kardeş ve yakın kaybetmenin insan ruhiyatında meydana getirdiği yıkımı tarif etmek zordur her zaman.
Yaşayan bilir ancak o kederi ve hüznü.
İşte bu yılda 9 Aralık’ta onu bir kez daha yaşıyoruz bu yılda.
Sevgili babamızın aramızdan ayrılışının 48.yıldönümü bu gün.
Belki de yazacaklarımı birkaç kez yazmışımdır bile.
9 Aralık 1973.
Bir genel seçim günü.
Her seçimde İlçe merkezindeki bir sandıkta görevlendirilen babam sırf öğretmen olan kız kardeşim ile birlikte olabilmek ve onlarla hafta sonunu geçirebilmek amacıyla Hâkim Naci Göçer’e ricada bulunarak kendi isteğiyle Hasırcı Arnavut köyünde sandık başkanlığı görevi alıyor.
Daha Cuma günü akşamından rahmetli anacığımı da yanına alarak köye gidiyor.
Torun torba güzel ve özlem gideren bir buluşma sonrasında seçim sabahı erkenden kalkıp sabah namazı için camiye gidiyor.
Gidiş o gidiş ama dönüş kötü.
İşte ne olduysa o sabah olanlar oldu ve sabahın alaca karanlığında kız kardeşimin acılı feryatları ile uyanmaya çalıştım.
“Ağabiiii, babamı kaybettik ağabiii” diyordu kız kardeşim.
Dışarıya çıktığımda ayni bahçe içinde bulunan iki evimizin ona ait olanının önündeki bir minibüste uzanmış cansız yatıyordu babam?
Dünyamız yıkıldı adeta.
Evet doğru..
Koca Tapucu Şinasi boylu boyunca minibüsün içinde hareketsiz yatıyor.
İşte 53 yıl gibi çok kısa bir ömür noktalanıyor.
Takdiri ilahi hiç beklemediğimiz bir anda tecelli etmişti.
Oysa ne hayaller sona eriyordu.
Kalp rahatsızlığı nedeniyle doktoru olan bir yerde ikamet etmesi gerektiğini söyleyerek Edirne’ den ev alıp sağlıklı bir yaşam sürme hayallerimiz bir anda yok oluyor.
Bir anda kendimi yalnız ve sahipsiz hissedişimin bende meydana getirmiş olduğu manevi çöküntü.
Buhranlar depresyonlar.
Daha neler neler…
Evet, yarın değerli babamızın ölümünün yıldönümü.
9 Aralık tarihi bizim için unutulması mümkün olmayan ve bizde büyük bir yıkım meydana getiren bir tarih olması bakımında çok önemli ama bir o kadarda kapkara bir gündür.
Allah gani gani rahmet eylesin ve mekânı cennet olsun inşallah.
Ebediyete intikal etmiş tüm babaların ruhu şad, mekânı cennet olsun.
48 yıl da olsa hala burnumuzun direğinin sızladığını ve boğazımızın düğümlendiğini hissediyoruz 9 Aralıklarda.
Ruhun şad mekânın cennet olsun inşallah Babam.