Dolar 28,9018
Euro 31,3133
Altın 1.894,22
BİST 8.096,28
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Edirne 11°C
Az Bulutlu
Edirne
11°C
Az Bulutlu
Çar 10°C
Per 5°C
Cum 5°C
Cts 7°C

RUHUNUZ ŞAD OLSUN KÖY ENSTİTÜLÜ AGALARIM

A+
A-
20.04.2022
291
ABONE OL

Köy Enstitülerin kuruluş yıl dönümünde üç koca çınar Agalarım ile yaşadığım anıların aklıma gelir ve hemen hemen ayni cümleleri kullanıyor olsam bile köşe yazısı mutlaka yazarım. Öğretmenlik yaşantımda, görev yaptığım yerler ve birlikte görev yaptığım arkadaşlar açısından kendimi hep şanslı saymışımdır. Çünkü Kepirtepe Köy Enstitüsünün ilk mezunlarında olan Ali Önal, Fettah Biricik ve Sefer Tunca gibi koca çınarlar ile birlikte görev yapan kaç öğretmen vardır Edirne eğitim camiasında. Sanırım olsa bile çok azdır. İşte ben, bu ulu çınarların üçü ile de birlikte görev yapma şansına ve bahtiyarlığına erişmiş bir eğitimciyim.

17 Nisan Köy Enstitülerinin kuruluş yıldönümünde bu üç büyüğümü de anmak istedim. Birkaç yıl önce Belediye Başkanımız Recep Gürkan’ın düzenlemiş olduğu Kent Ormanındaki toplantıdan haberdar olamadığım için çok üzülmüştüm çünkü öyle bir toplantıda hatıralarımdan ve kendilerinden bahsetmeyi arzu etmiştim. Bir duyuru eksikliğiydi sanırım.Daha sonra Başkan böyle bir toplantı ve anma günü düzenlemediği için bu arzum içimde bir uhde olarak kalmıştı ve bende köşe yazılarımda bu anıları sizlerle paylaşmayı uygun bulmuştum.

Meriç ilçesinin Subaşı köyünde rahmetli Ali Önal ve Fettah Biricik ağabeylerim ile görev yapmıştım.1967 yılında Askerlik dönüşü atandığım Meriç İlçesi Subaşı Köyü İlkokulunun müdürü Ali Önal ağabeyimdi ve tuttuğumuz bir evde Meriç’e gitmediğimde birlikte kalıyorduk kendisi ile ve gündüz birlikteliğimizin yanında gece sohbetlerimizde çok olurdu.İyi kalpli ve babacan bir ağaydı gerçekten.Daha sonra Edirne Merkez Mithat paşa İlkokulu Müdürlüğüne atadı ve mesleğe son noktayı da burada koymuştu.

Fettah Biricik Ağabeyim ile de bu köyle birlikte görev yapmıştık ve o zaman kullandığı bir Willis cipi ile Meriç’e geliş gidişleri birlikte yapıyorduk. Değerli bir ağabeyimdi ve deneyimlerinden çok şeyler kazanmıştım. Bu iki büyüğümüzü kaybedişimizden yaklaşık on yıl sonra bu üçlüden geri kalan Sefer Tunca ağabeyimiz de aramızdan ayrılınca üç koca çınarda bu dünyadan göç etmişlerdi. Sefer Hocam ile Meriç İlçesi Merkez İlk Okulunda birlikte görev yapma onurunu yaşadım. Eğitim camiasının koca çınarı ve duayeni ağabeyimiz den de önemli bilgi ve görgüler elde ettim.

Birlikte görev yaptığımız Meriç İlçesinde onun önderliğinde yaptırdığımız Öğretmenler Derneği lokalinin plan ve projesini benim isteğim ile değiştirip bu günkü şekline döndürmüştü. Sefer Hocamın oğlu Ayhan Tunca’nın büyüğü yani ağabeyi Orhan benim Orta Okuldan sıra arkadaşım olduğu için geçmişe dayalı bir tanışıklığımızda vardı ve zaman zaman o günleri de yad ederdik kendisi ile. Çünkü Orhan Kalp Romatizması rahatsızlığı nedeniyle sıkıntılı günler yaşıyordu ve genç yaşta da hayata veda etmişti.

Rahatsızlandığında kendisini ziyarete gittiğimde eski Sefer Hocadan eser yoktu tabiî ki. Onun moralini düzeltebilmek ve hoş dakikalar yaşatabilmek için ben açıyordum konuları. Çünkü dili basıktı ve takati de fazla yoktu. Elini uzun süre havada tuttuğumda anladım ki yoruldu ve hemen yana indirme isteğini belirtti. Ayrılırken kendisine; Sefer abi, yine dolaşmaya gelirim dediğimde kısık sesiyle şöyle dedi; “Melih güle güle, Sefer hoca ölmüş derler o zaman gelirsin” Yanı başından ayrılmayan değerli eşi ve orada bulunan bir kaç ziyaretçi, “olur mu, daha çok günler yaşayacaksın” desek te, o yenilgiyi asla kabul etmeyen dik ve vakur Sefer hoca, pes etmişliğini anlatan kol işareti ile uğurlamıştı beni.

Elinde aşı çakısı ile dolaştığını ve gördüğü her yaban ağaca ve çiçeğe aşı yaptığını görür gibi oluyorum. Çok eski bir bina olan Okulumuzun kapıları hemen bozulur ve tamir gerektirirdi. Sefer abi hemen rahmetli Nevzat Özsoy hocamı yanına alır ve tüm bozuk kapıları onarırdı kısa sürede Müdürümüz benimde İlk Okul öğretmenim olan rahmetli Mustafa Çetintav da memnun olurdu tabiî ki. Köy enstitülü olmak buydu işte. Ben bu insanlar ile birlikte çalışmış olmanın bazı meyvelerini yedim yıllarca. Üç çınar ile görev yapmış olmanın mutluluğunu ve ayrıcalığını her zaman yaşadım ve sağ olduğum sürece de unutamayacağım.

Ruhları şad olsun.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.