Sahiller iş, aş kapısı!
Sadece tatil merkezi gibi düşünmemek lâzım deniz sahillerini.
Aynı zamanda binlerce-onbinlerce insanın ekmek kapısı çünkü.
Terasta otururken yoldan geçen bir firmaya ait aracı görünce bir an geçmişe gittim geçen gün.
Yazlığımın bulunduğu yerin incir öbekleri ile dolu tarla halini, sonrasında tek tük başlayan inşaatları, doğru dürüst yolların bile olmayışını, var olan yollarında çoğunlukla tarla yolları olduğu için her yıl traktör bıçağıyla düzlemek zorunda kalışımızı, bugünkü arıtmanın bağlı platin deresine büyük büyük taşlar koydurarak inşaatımıza gelen kamyonları geçirdiğimiz günleri, hatta 50-51 yıl önce çadır kurduğumuz ve sonrasında da barakaların kurulduğu trapez pırlanta plajından bu dereye gelerek hasırla kefal yakaladığımız günleri, hemen arkamızda ki ormanın yandığı günü vs. bazı anılarımı düşündüm o an.
Ve tabii ki de geçen o aracın sahibinin de geçmişini!
Deniz sahillerinde yerleşim olmasaydı bugün yazlık bölgelerde ki inşaat ustasından nalburuna, mobilyacısından, beyaz eşyacısına, marangozuna, temizlikçisine, bekçisine, bahçıvanına kadar pek çok çalışan, esnaf ve sanatkâr ne yapardı acaba?
Böylesi bir ticaret hareketliliği olmayacağı için birçoğu rızkını başka başka yerlerde arayacaklardı muhtemelen.
Ve elbette bizlerde buralarda olmayacaktık.
Sonuçta bu sahiller tatil bölgesi olmalarının yanı sıra, birçok insana da çok büyük oranda bir ekmek kapısı oldu hiç kuşkusuz.
Aklını kullanan, neyin alınıp satılacağını iyi düşünenler ve alın teriyle, emeğiyle çalışıp çabalayanlar büyük paralar kazandılar buralarda.
Nelerini gördüm, ne hikayelere tanıklık ettim yıllardır.
Bölgedeki yapılaşma öncesinde (imar planlarının hazırlanması dahil) Enez sahilinde ki bütün yerleşim sürecinin en yakın tanıklarından birisiyim çünkü.
İşte, geçen o aracın ardından bütün bunlar bir film şeridi gibi geçip gitti gözümün önünden.
Yanlış anlaşılmasın, asla yadırgamıyorum hiç kimseyi.
Bilakis tebrik ediyorum.
Ancak, geçmişini unutanları ve şuan ‘bu insanlar nasıl olsa buraya para yemeye gelmiş’ düşüncesiyle fırsatçılık yapanları, yaptıkları işler karşılığında astronomik ücretler talep edenleri değil elbette!
Yazacak o kadar çok şey var ki…
Bütün bunları, 2016 yılında alelacele çıkardığım YaSAKLI Kent ENEZ adlı kitabımın yenilenmiş 2. baskısında yazmak kısmet olur inşallah.