Yaz geldi, ama!..
Yıllarca çadırlarda tatil yaptık ailece.
Doğruyu söylemem gerekirse de o günlerimizi arıyorum.
Çünkü 5-10 gün bile olsa gücümüzün yettiği kadar değişik yerlerde tatil yapma şansımız oluyordu en azından.
Değişik tatil beldeleri, değişik güzellikler…
Ne zaman ki bir yazlık sahibi olduk, Enez’e çakıldık!
Her ne kadar her yıl imkanımız dahilinde birkaç günlüğüne de olsa eski günleri yadetmek için planlar yapsak ta olmuyor maalesef.
Ha bugün ha yarın derken, bir bakıyoruz ki yaz bitmiş bile.
Zaten çadır tatilleri de hayal oldu bizler için.
Yaş ilerledikçe sağlık sorunları da artıyor doğal olarak.
Dolayısıyla bir çadır, şişme yataklar, bir ufak tüp, tencere-tava, portatif masa ve sandalyeleri arabaya yükleyip de 2 gün orada 2 gün burada gezip dolaşma şansımız yok bundan sonra.
Böyle olunca da tek şansımız mecburen Enez ve evimiz oluyor.
Şükürler olsun ki yıllar önce edinebilmişiz onu da.
Bugün için değil bir yazlık almak, var olanın tadilatlarını bile yaptırma şansımız yok.
Üzerine birde aidat vs. diğer masrafları koyduğumuz da içinden çıkılacak gibi değil bundan sonra.
Yıllar önce bir yazımda “parasız gelmeyin” diye seslenmiştim yazlıkçı dostlarıma.
Bu defa da “çok parayla gelin” diye seslenmek istiyorum buradan.
Varsa tabii ki!
Biliyorum ki; bir çok yazlıkçı gelemeyecek ve kiraya vermeyi tercih edecektir.
Bakalım bizde ne zaman kıspete vuracağız?
Görünen o ki; o tarih çok ta uzak değil hani!