63 yılı geride bırakırken…
Bu yıl yine bir yazı günüme denk geldi doğum günüm.
Bu nedenle de kendime ayırdım köşemi bugün.
Tıpkı 2017 yılı 25 Eylül’ünde olduğu gibi.
60 yılı geride bırakırken de bir şeyler karalamıştım o gün.
3 yıl geçmiş bile üzerinden.
63 yıl önce bugün babamın memuriyeti nedeniyle bulunduğu Meriç’te gözlerimi açmışım dünyaya.
Şöyle bir düşünüyorum da ne de çabuk geçivermiş bunca yıl.
Henüz 18 yaşımı doldurmadığım için rahmetli Mehmet Özen’in işletmeciliğini yaptığı kahvehaneye alınmayışım dün gibi gözümün önünde!
Bakın ne kadar disiplin varmış o zamanlar.
Ya şimdi?
13-14 yaşında genç adayları bile barlarda kafelerde cirit atıyor da kimsenin sesi soluğu çıkmıyor!
Şu an hala Enez’deyim ve belki pek çok insan benim yerimde olmak istiyordur mutlaka.
Ama inanın ki çok da kolay geçmedi bunca sene.
Öyle sanıyorum, YaSAKLI Kent ENEZ kitabımdan alıntılarla daha önce de paylaşmıştım bazı şeyleri.
İlk evlendiğimizde göreve gittiğim Kastamonu Taşköprü’de bir bodrum katında geçen hayat mücadelemizi…
Bir masamızın dahi olmadığını, 1 ayı aşkın bir süre yerde karton kutu üzerinde yemek yediğimizi, geceleri yere attığımız çift kişilik yatağı gündüzleri aldığımız tek kişilik bir divanın üzerine kıvırarak aynı odayı nasıl oturma odası haline dönüştürdüğümüzü…
Bu şekilde misafir ağırladığımız, yaşadığımız günleri ayları…
İşte o günlerden bugünlere…
Kolay olmadı elbette.
Şu an da aman aman paramız, malımız, mülkümüz yok belki, ama birçok kişinin elde etmek istediği imkanlara sahibiz en azından.
Yaşıyoruz, ayaktayız ve tertemiz bir havayı soluma şansına sahibiz ya şükürler olsun.
Sağlıkla, mutlulukla, ailem ve sevdiklerimle birlikte nice senelere inşallah.